Demokrasi Sindirim Sisteminin Sağlıklı Çalışmasıdır!

The Economist, Türkiye'de soğan fiyatlarının önlenemez yükselişi karşısında halkın yaşadığı perişanlığa çok üzüldüğü için Erdoğan'ın gitmesini istiyor.
The Economist ve onun gibi farklı cenahtan Türkiye düşmanları Tayyip Erdoğan'ın gidişi ile Türkiye'ye demokrasinin geleceğini, Türkiye'nin Avrupa ile yakınlaşacağını Rusya ile olan sıcak ilişkilerin sona ereceğini iddia ediyor. 
İddiadan öte beklentileri, duaları böyle.
Bir kere Türkiye Avrupa'ya uzak değil hatta ülkemizin bir kısmı Avrupa'da coğrafi olarak. Milyonlarca insanımızla da Avrupa'dayız, Avrupalıyız. 
Bununla birlikte sömürgeci değiliz, sömürü hiç değiliz olmayacağız da!
Çok yerinde bir tanımlamayla Türkiye ve dünya için yüzyılın seçimi Tayyip düşmanlığını bir kenara koyan herkesin her sağduyulu kişinin fark edeceği gibi bir bağımsızlık oylamasıdır. CHP, İP, SP, DP, Deva, Gelecek partilerini destekleyenlerin çok büyük bir çoğunluğu HDP’nin PKK’ya desteğini biliyor.
Gel gör ki Tayyip Erdoğan’a duyulan kin aklın da mantığın da önüne geçiyor.
Bu yüzden bazı noktalarda münferiden Hüda Par'a karşı hazımsızlıklar yaşanıyor. HDP'ye, PKK'ya tepki göstermesi gerekenler HDP'nin baş düşmanı olarak bölgede varlık gösteren Hüda Par’a saldırganlık gösteriyor.
Oysa Hüda Par PKK'ya, teröre karşı olduğunu defalarca dile getirmişken HDP terörle bir türlü arasına mesafe koyamıyor.
Birileri Kürt seçmeni HDP’ye, PKK’ya mahkum etmeye çalışıyor, birileri de bile bile buna çanak tutuyor.
Bir çırpıda unutuluyor çoluk çocuk, genç yaşlı, kadın erkek denmeden yapılan katliamlar.
Asker, polis, öğretmen, doktor bölgeye ışık olmaya gidenlerin tehdit edilişi, kaçırılması, alçakça şehit edilmesi. 
Necmettin Yılmaz, Şenay Aybüke Yalçın, Neşe Alten.
Bölge halkından sırf örgütten değil diye katledilenlerden, Yasin Börü.
Çok şükür, kararlı ve etkin mücadeleyle, İHA’yla, SİHA’yla terörün kökü kurutuldu.
Geldiğimiz noktada her şey gözümüzün önünde cereyan ederken, kimin kimle yol yürüdüğünü açık açık görürken elbette safım, yolum, tercihim bellidir. Bu yüzden ömrümüz oldukça, gücümüz yettikçe Reis'i yalnız bırakmayacağız.