02 Mart 2023 - Perşembe

Algı depremleri

Yazar - Vedat Uzuner
Okuma Süresi: 3 dk.
226 okunma
Vedat Uzuner

Vedat Uzuner

-
Google News

Külü soğumadan, kabuk bağlamadan acılar üzerinden kavga edilmez.

Ortalık durulunca, yaralar sarılınca, acı unutulunca konuşur, hesap sorar, suçlu ararız.

Lakin medya bırakmıyor.

Olmayanlar olmuş, olanlar olmamış, yoklar var, varlar yok gibi gösteriliyor.

Ne yazık ki bütün bunlara inanmak üzere hazır kıta bekleyen milyonlar var.

Alan da satan da memnun gibi görünen garip bir durum bu.

Bireylerin kitleler halinde inandığı yalan haberler temizlenmesi imkânsız lekeler haline geliyor.

Sonradan düzeltme, tekzip, özür gibi durumlar yaşananları geri getirmiyor, yarayı sarmıyor, durumun düzelmesini sağlamıyor.

Sosyal medya bu yönüyle etrafına pis kokular yayan bir çukur gibi.

İyi örnekler, kısık sesler olarak kaybolup gidiyor gürültü patırtı arasında.

Sosyal medya üzerine çalışmalar yapan Marc Owen Jones henüz Türkçe’ye çevrilmeyen bir kitabının kapak yazısında şöyle diyor:

“Var olmayan insanlar tarafından size yalan söyleniyor. 

Dijital aldatma, bilgi savaşının yeni yüzüdür. 

Botlar ve troller çoğalıp kullanıcılar sahte haberler ve dezenformasyondan oluşan bir infodemide (bilgi salgını) gezinmeye bırakıldıkça, sosyal medya hem devletler hem de ticari kuruluşlar tarafından silah haline getirildi.”

Sahibi silahı nereye doğrultacağını, nasıl kullanacağını, rakibinin, düşmanının en zayıf halini iyi kolluyor, 

Dünya tarihinin en büyük felaketlerinden birini yaşayan Türkiye’de de olan budur.

Sosyal medyadan atan, tutan, devleti, görevlilerini suçlayan, olacak depremleri ölçeğiyle beraber önceden haber veren…

Ne ararsan var.

Owen, çalışmalarıyla depremden sonra farklı ülkelerde oluşturulmuş dört farklı sosyal medya hesabından dezenformasyon amaçlı 30 bin tweet atıldığını ortaya koyuyor.

Bununla sınırlı değil Owen’ın çalışmaları. 

2021 yılında başta Manavgat olmak üzere ciğerimizi yakanorman yangınları üzerinden de aynı algı yapılmıştı.

Akdeniz ve Ege’yi kasıp kavuran yangınlar sırasında “Help Turkey” ve “Global Call” etiketleriyle yayılan paylaşımların da Türkiye’nin âli menfaatleri için yapıldığını söyleyemeyiz.

Gelin görün ki ülkemizde, yanımızda yakınımızda, konumuz komşumuz, iş arkadaşlarımız devletin twitter’a erişim engeli koymasına ateş püskürüyor.

Devlet, milleti adına bazı refleksler ortaya koyar ve yaptığı her şeyi de harfi harfine herkese açıklamak zorunda değildir.

Böylesi durumlara gösterdiğimiz yersiz tepkiler bile algının başarılı olduğunu gösteriyor.

Yaraların tekrar sarılmaya başlandığı bu zamanlarda bize düşen; devletimizin, milletimizin yanında olmak, imkânlarımız ölçüsünde çorbada tuz, binada tuğla olmaktır.

 

#
Yorumlar (0)
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.